Ali Sefünç

kez ziyaret edildi

 

  Anasayfa     Biyografi     Basın    Güncel Yazılar    Fotoğraflar

Yabancılama

Yer, Ortaköy meydanının tam ortasıydı. Düzgün kıyafetli, ürkek davranışlı iki adam, kaygılı bakışlarla etrafı süzüyorlardı. Türkçe konuşuyorlardı, ama aksanları bozuktu.

Gördüğü ilk andan itibaren Anlayamayan Adam’ın dikkatimi çekmişti onlar. Merakla  çevrelerinde dolaştı önce, sonra yanlarına yaklaştı.

  “Eğer adres arıyorsanız size yardımcı olabilirim” dediğinde, aralarında bir sohbet başladı. O sırada danışmanlarını bekliyorlarmış. Anlayamayan Adam’ın aklına sohbet açıcı başka sorular da gelmişti:

“Buralara yabancısınız galiba?”

“Evet...”

“Ne işle meşgulsünüz?”

“Biz yabancı yatırımcıyız.”

Anlayamayan Adam, çok mutlu olmuştu. Yabancı yatırımcının adını sıklıkla duymuştu, ama hiçbirini bu kadar yakından görmemişti. Her yeni bütçe yılında, göç eden leylekleri bekler gibi bekliyorduk onları. “Yabancılar” denince, onun aklına daha çok uzaylılar gelirdi.

Tanıma fırsatını kaçırmayıp bu yabancıları incelemeliydi. İçlerinden birine dokunsa mıydı? Türkçe konuşuyor olmaları garipti.

Bu halleriyle, ona hiçte yabancı gibi gelmemişlerdi.

Kimlik sorgulayan bakışlardan kurtulamayınca, açıklama yaptılar. Kumral, uzun boylu olanı  Hollandalıymış.  Türkçe’yi, Amsterdamlı bir Türk’ten  öğrenmiş. Öyle olduğu da belliydi zaten.

Onların esmer ve tıknaz olanına, “Yoksa o Hollandalı Türk siz misiniz?” diye sordu.

O, “Hayır, değilim... Annem beni Amerika’da doğurmuş da, o yüzden yabancıyım” diye yanıtladı.

Anlayamayan adam şimdi anlamıştı, son zamanlarda bunca insanın neden Amerikalarda çocuk doğurduğunu, çift pasaportlu yabancı yatırımcının neden bu kadar bol olduğunu.

Türkçeleri bozuktu, ama işleri tıkırında olmalıydı. Yabancıya borsada sıfır vergi uygulanıyordu. Onlara verilen sıfır, vatandaşın payına düşene benzemiyordu. İşte o an yabancı olası geldi. Biraz yabancılaşma yaşasa, o da yanındakiler gibi ‘yabancı yatırımcı’ olabilir miydi?

Yabancı yatırımcılar bazı sorunlardan dolayı üzgündüler şimdi.

Parayı borsaya yatırmışlar, sonra da kaldıramamışlardı Yerel ve küresel belirsizlikler planlarını bozmuştu çünkü.

“Üretime katkısı olmayanlar yatırımcı sayılır mı?” diye sordu, Anlayamayan Adam.

Onlar, “Biz parayı neye yatırırsak, o yatırım sayılır. Önemli olan, yatırma eylemin gerçekleşmesidir! Dolayısıyla, yatıran herkes yatırımcıdır” dediler. Anlayamayan Adam, topluca sırt üstü yatırılabileceğimizden korktu işte o an.

“Ayıp oluyor ama beyler!” diyerek teessüflerini bildirdi. Yabancılar paralarının derdine düşmüşlerdi, onu duymadılar bile. Çünkü kazançtan kayıpları büyükmüş. Zamanında dövize girememişler. Ama hala umutları vardı. Organik tarıma açılacak upuzun bir sınır hattından söz ediyorlardı aralarında. Heyecanla danışmanlarını beklemekteydiler. Kalabalığın içinden birini parmakla göstererek “İşte geliyor” dediler. Anlayamayan Adam da üzerine vazifeymiş gibi, “Hangisi?” diye sordu...

“Takım elbiselisi...”

“Kel, orta boylu, sinekkaydı traşlı olan mı?”

“Hayır... piknik tipli,  ince bıyıklısı...”

“Hani şu kılçık gibi, sarışın, maviş gözlü turistin yanındaki mi?..”

“Evet evet o...”

“Ama o basbayağı yerli biri...”

“Evet, biz de yerli danışmana danışıyoruz zaten... Her kesimden simsar tanıyor, siyasetin dilini çok iyi biliyor. Akademisini bitirmiş galiba”

“O turist danışmanınızın yanından neden ayrılmıyor? Birlikteler mi? Danışman aynı zamanda rehberlik de mi yapıyor?”

“Siz de çok espriliymişsiniz... Turiste benzettiğiniz o adam, yerli danışmanımızın danışmanıdır... Hiçbir görüşmeyi kaçırmaz.”

Anlayamayan Adam şaşkına dönmüştü. Kafasındaki ‘yabancı yatırımcı’ kavramı, yerle bir olmuştu birdenbire. Hoşça kal bile demeden, kaçarcasına uzaklaştı onlardan, oralardan ve o düşüncelerden.

 

Ali Sefünç

Bir önceki yazı